Otizm, sıfır üç yaş arası ortaya çıkan ve ömür boyu devam eden davranış ve gelişim bozukluğu durumudur. Fransızca bir kelime olan ‘autisme’ kelimesinden türemiştir.
Otizm yani ‘autisme’ içe dönüklük, içe kapanıklık anlamına gelmektedir. Bu hastalığa sahip olan bireylerde kendi içlerinde soyut bir dünya yarattıkları ve bunun sonucunda somut dünyada sosyal ve davranışsal bozukluklar meydana geldiği görülür.
Otizmin nedenleri genel olarak bilinmemekle birlikle uzmanlar genetik olduğu kanısındalar.
En çok karşılaşılan belirtileri ise otizmli bireyler yaşıtlarına göre davranış bozukluğu gösterirler ve gelişimleri daha yavaş gerçekleşir. Daha ileri yaşlarda ise otizm hastalığı oluşumuna pek rastlanmaz fakat otizmin belirtileri ileri yaşlarda da devam eder.
Genellikle sıfır ile üç yaş aralığında görülse de bu hastalığın en sık fark edildiği yaş aralığı iki ve üç yaşlarıdır. Tabi ki otizmi daha erken fark etmek mümkündür.
Bebeğin doğumundan itibaren gösterdiği davranış farklılıkları otizmin en yaygın belirtisidir. Bu davranış farklılıkları, bebeğin insan yüzüne bakmaması, gülümsememesi, diğer bebeklerin çıkardığı birtakım sesleri çıkarmaması şeklinde ortaya çıkabilir.
Bu hastalığın belirtilerinden ilki bireyin göz teması kurmada sıkıntı yaşamasıdır. Siz göz teması kurmaya çalışsanız dahi ya hemen gözlerini kaçırırlar ya da uzaklara dalıp giderler.
Otizmin diğer bir belirtisi ise dil gelişimidir. Otizm hastalığına sahip bireyler yine yaşıtlarına göre konuşmada ve kendini ifade etmede zorlanırlar.
Birçok annenin çocuklarında otizm hastalığı olduğunu dil gelişimindeki bu gerilik sayesinde fark ettiği bilinmektedir. Otizminin en somut belirtisi ise davranış bozukluklarıdır.
Bu davranış bozuklukları yaşıtlarına ilgi göstermeme, sıradan şeylere aşırı tepki verme, aşırı hareketlilik, bazı söylenenleri sürekli olarak tekrar etme şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
Otizmli bireylerde çocuk yaşta çıkan bu problemler hayatları boyunca devam etmekte ve kendi yaşamsal faaliyetlerini görmelerini oldukça zorlaştırmaktadır.