İnsanoğlu beş duyusu vasıtasıyla algılayabildiklerini, beyninde yorumlayarak anlamlandırır.
Her bir duyu organımız bizler için çok önemlidir. Göz görme işlemini, burun koku alma işlemini, dil tat alma işlemini, deri maddenin yapısını anlamamızı sağlarken kulağımız ise sesleri duyarak çevredeki canlılar ile iletişim kurmamızı sağlar.
Ülkemizde birçok birey işitme engeli ile karşı karşıya kalmaktadır. İşitme kaybı, doğuştan veya sonradan olan problemler nedeniyle işitme duyarlılığında meydana gelen azalmadır.
İşitme engeli ise işitme duyarlılığındaki azalmanın bireyde ortaya çıkardığı yetersizliklerin olma durumudur. Ülkemizde sayıları milyonlara yaklaşan işitme engelliler, görünüşlerinde hiçbir kusur olmaması nedeniyle en az dikkat çeken engelli grubudur.
Eğitim ve bilinç gelişimi açısından ise en sorunlu gruptur diyebiliriz.
İlköğretime başlayan bir işitme engelli, bu safhadan sonra toplumdan uzaklaşma yoluna girer. Özgüvenini artırmak için o’na diğer bireyler gibi olduğunu tek kaybının işitme olduğunu anlatmak önemlidir.
Ülkemizde birçok işitme engelli birey için eğitimin ilerisi maalesef ki bulunmamaktadır. Zekâ ile ilgili hiç bir sıkıntıları olmamasına rağmen ülkemizde bilinen işitme engelli üniversite mezunu sayısı oldukça azdır. İşitme engellilerimiz için bir başka büyük sorun da kamu kurum ve kuruluşlarında yetersiz dil bilgisi nedeninden kaynaklanmaktadır.
Kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde bir işaret dili bilen personel barındırılması elzemdir. İşitme engelliler izledikleri birçok programı anlayamıyor, duymuyorlar. Anlamaları için ise bir çevirmene ihtiyaç duyuyorlar.
Ülkemizdeki tüm TV yayınları bu konuda duyarlı davranırlarsa engelli kardeşlerimiz de kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olacak ve izledikleri programları anlayabilmeleri sağlanacaktır. İşitme engelli bireylerin bir diğer sorunu ise kendileriyle alay edilmesidir. Bu durumda toplum olarak bizlere düşen en büyük özveri çocuklarımıza işaret dili öğretmektir.
Öğretmeliyiz ki işitme engelli bir bireyle karşılaştığı zaman ilk tepkileri işitme engellilerle iletişim kurabilmek olsun, onlarla dalga geçmek değil. Kısacası diğer engelli bireyler gibi işitme engelli bireyler de toplumda hiçbir şekilde yok sayılmamalıdır. Kendilerini daha iyi hissetmek her bireyin hakkıdır.
