fbpx

Disleksi

Ülkemizde “Özel Öğrenme Güçlüğü” yaşayan çocuk sayısı oldukça fazladır.

Dyslexia, eğitimciler ve aileler tarafından yeterince bilinmediğinden bu özel çocuklar okul ve aile içi yaşantılarında birçok zorlukla karşılaşmaktadır.

Disleksi veya başka özel durumlar yaşayan çocuklar eğitim sisteminin içinde öylesine bastırılıyor ve zarar görüyorlar ki, büyüdüklerinde bırakın Albert Einstein, Auguste Rodin veya Leonardo olmalarını, orta öğretimi bitirmeleri bile büyük bir şans oluyor.

Bu tür sorunlar yaşayan öğrenciler, normal diye adlandırılan bazı kriterlere uymaları beklenir. Kriterler dışına çıkıldığında aforoz edilip kolayca etkilenmektedirler.
Öğrenme bozukluğu terimi ilk kez 1963 yılında özel eğitimci Kirk tarafından kullanılmıştır.

Öğrenme bozukluğunda özel bir akademik alanda belirgin disfonksiyon söz konusudur. Öğrenme bozukluğu tanısı konulan çocuklarda bilişsel yetilerin düzgün olmayan dağılımı dikkati çeker.

Literatürde disleksi (okuma sorunu) öğrenme bozukluğu ile eş anlamlı olarak ve bazen konuşma, dinleme ve anlama yetilerindeki sorunları içerecek şekilde geniş bir anlamda kullanılır.

Düşük sosyoekonomik durum, depresyon veya obsesif sorunlar akademik ve bilişsel yetkinliği olumsuz etkilese de günümüzde daha çok nörobiyolojik nedenlerin etkili olduğu kabul edilir.

Disleksi, zekası normal ya da normal üstü olan, herhangi bir duyusal, nörolojik, fiziksel, ruhsal ve kültürel özrü olmayan okuma, yazma, matematik, kendini ifade etme, düşünme, zaman ve mekanda yönelme alanlarından biri veya birkaçında yetersizliğe yol açan bir bozukluktur.

Motor gelişim bozuklukları, iletişim sorunları, özellikle Asperger sendromu olmak üzere yaygın gelişimsel bozukluklar, dikkat eksikliği ve tik bozukluklarında da sıkça öğrenme sorunu görülebilir.

Disleksi sendromlu bireylerde beynin sağ ya da sol yarım kürelerinin gelişmediği veya az geliştiği görülür.

Yapılan araştırmalar, bu bozukluğa neden olan etmenler konusunda kesin sonuçlar vermemekle birlikte, düşük kilolu doğumlar, doğum öncesi ve doğum sonrası yaşanan sorunlar, dikkat eksikliği bozuklukları, yeme alışkanlıkları, bazı alerji türleri, görsel – işitsel – algısal ve benzeri sorunların özel öğrenme güçlüğü ile ilişkili olduğu varsayılmaktadır.

Disleksi, her çocukta farklı durumlarda ortaya çıkmakta ve her çocuk için farklı nedenler ortaya konmaktadır.

Özel Öğrenme Güçlüğünün Sınıflandırılması;

Okuma bozukluğu (Disleksi)

Üç tip okuma bozukluğu bulunmaktadır.

Disfonetik okuma bozukluğu (Harf-ses ilişkisi bozulur) disidetik okuma bozukluğu (kelimeleri bir bütün halinde okuyamaz; harf harf okur veya hiç okuyamaz) ve bunların karışımından oluşan üçüncü tip okuma bozukluğu vardır.

Disfonetik tipe işitsel disleksi de denir. Görsel-işitsel bağlantı yokluğunda görsel imge (harf) bir ses uyandırmaz ve grafem-fonem ilişkisi bozulur.

Gelişimsel disfazisi (gelişimsel konuşma bozukluğu) olan çocuklarda bu tip bir disleksi gelişebilir. Diğer bir ismi, dilsel disleksidir. Diseidetik tip görsel disleksi olarak da bilinir. Disfonetik tipe göre daha seyrek olduğu sanılmaktadır. Bunun dışında pek çok model vardır ancak hiçbir model şimdilik disleksiyi tam olarak açıklayamamaktadır.

Aritmetik bozukluğu (Discalculi)

Beynin bir bölümünün doğru çalışmaması sonucu ortaya çıkan matematik öğrenme bozukluğudur.

Beynin matematiksel ve aritmetik işlemlerle ilgili olan kısmındaki bozukluğu genel olarak zekâ ile ilişkilendirmek yanlış olur. Diskalkuli “matematiksel ilişkileri anlama, yazma ve hesaplamada, sayısal sembolleri tanıma, kullanma ve yazmada bozukluk ya da eksiklik olarak tanımlanır.

Diskalkuli yalnızca okulda matematik derslerinde sorun yaşamanıza neden olmaz aynı zamanda günlük hayatı da zorlaştırıcı bir etkiye sahiptir.

Peki diskalkuliye sahip olan bireyler tam olarak hangi belirtileri gösterir?

  • Problem çözümü için strateji geliştirememe
  • Zayıf bellek nedeniyle yapılan hesaplama hataları
  • Kesirleri anlamada güçlük yaşama
  • Çarpma, bölme, toplama ve çıkarma işlemlerinde güçlük çekme
  • Analog saatleri okumada zorluk yaşama
  • Sayıları birbiriyle kıyaslayamama; negatif ve pozitif sayıları ayırt edememe
  • İşlemleri parmak kullanarak yapma
  • Zamanla ilgili kavramları anlamada güçlük çekme; gün, ay, yıl vb.
  • Sağ, sol kavramları ve yer, yön belirtmede güçlük çekme

Yazılı anlatım bozukluğu (Disgrafi)

Bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda yazma becerilerinin beklenenin önemli derecede altında olması ile tanımlanır. 


Disgrafi, özellikle heceleme ve yazmayı etkileyen bir güçlüktür.

Disgrafiye sahip bireylerin gösterdiği davranışlar ise şu şekildedir:

  • Okunaksız el yazısı,
  • Kalem tutmada zayıflık,
  • Yazarken oransız boşluk bırakma,
  • Kelime yazımında hata,
  •  Yetersiz paragraf bilgisi,
  •  Cümle kurumunda yetersizlik,
  •  Dilbilgisi kurallarına uymadan yazma,
  •  Yanlış sözcük kullanımı,
  •  Yavaş yazma,
  •  Fikirlerini ifade edememe
  •  Ayna hâli yazma,
  •  Kelimeyi ters yazma,
  •  Devrik cümle kurma.

Özel öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilerin Genel Davranışları

  • Ayakkabıların bağlanmasında başarısızlık yaşanır.
  • Sağ-sol karıştırılır.
  • Bir iş yapılırken her iki el de kullanılır, kullanılacak el konusunda belirgin bir seçim yapılamaz.
  • Alfabedeki harf ve seslerin öğrenilmesinde zorluk yaşanır.
  • Okuma geç ve zor öğrenilir.
  • Yavaş ve hatalı okunur.
  • Yazı bozuklukları çok sık görülür.
  • Matematikte güçlük çekilir.
  • Çarpım tablosunu öğrenememe görülür.
  • imla ve noktalama hataları yapılır.
  • d ile b, p ile b harflerini karıştırılır.
  • Okuduğunu anlamada sorun yaşanır
  • Birden fazla işlem gerektiren problemlerde sorun yaşarlar.
  • Soyut kavramları algılamada zorluk yaşanır.
  • Organize etme, sentez ve analiz etmede güçlük yaşanır.
  • Uyum sorunu görülür.
  • Görsel ve işitsel algıda yavaşlık söz konusudur.
  • Motor koordinasyon sorunları yaşanır.